MARKA STRATEJİSİ

KARADENİZ HAVZASI’NDA İKLİME DUYARLI TARIMSAL ÜRETİMDE BÖLGE MARKASI

AGREEN projesinin ana hedeflerinden biri, Karadeniz Havzası orijinli bölgesel bir markayı önermek ve iklime duyarlı bir şekilde bunu belirlemektir. Bu amaçla, proje ortakları tarafından, proje ülkelerindeki iklime duyarlı tarım uygulamalarının en son durumu ve potansiyeli hakkında fizibilite çalışması gerçekleştirildi ve ulusal bağlantıların özellikleri, tüketicilerin tercih ve tutumları incelendi. Bu çalışmada Bulgaristan, Romanya, Türkiye, Gürcistan, Ermenistan ve Yunanista’ı kapsayan 6 ülke için fizibilite raporu hazırlandı.

Ayrıca, birincil ve ikincil araştırmadan elde edilen bulgular analiz edilip özetlendi. Araştırmacılar tarafından Karadeniz Havzası için belirlenen ortak kalkınma zorlukları ve genel sonuçları bir araya getiren kapsamlı bir rapor hazırlandı.

Son olarak, araştırmacılar tarafından, Karadeniz Havzası’nda yetiştirilen tarım ürünlerinin pazar sunumunu ve üreticilerin imajını iyileştirmeyi amaçlayan, bölgesel bir marka ve markalaşma stratejisi için ortak bir taslak önerisi geliştirildi.

Aşağıda, geliştirilen raporların indirilebilir sürümünü bulabilirsiniz.

MARKA STRATEJİSİ

BÖLGESEL BİR MARKA VE MARKA STRATEJİSİ

Artan pazar karmaşıklıkları ve ulusal – bölgesel rekabet gücü sıralamasının önemi nedeniyle bölgesel markalaşma stratejileri öncelik kazanmaktadır. Bölgesel bir markanın sürdürülebilir gelişimi, uygun şekilde yönetildiğinde yatırımcıları, müşterileri, pazarları, turistleri çekmek ve yerel topluluklar için gelir yaratmak açısından ekonomik teşvik sağlayacaktır. Bu çeçrevede, AGREEN Bölgesel Marka Stratejisi Planı, tarımsal ürünler için ulusal ve bölgesel bir markanın sektörde sürdürülebilir rekabet gücü nü desteleyecek stratejik ivmeleri tanımlamaya odaklanmaktadır.

 

Plan, 2020-2021’de AGREEN Projesi uzmanları tarafından ortak ülkelerde ve Karadeniz Havzası’nın genelinde son teknoloji ile iklim dostu tarım potansiyeline ilişkin kapsamlı bir biçimde gerçekleştirilen fizibilite çalışmasına dayanmaktadır. Aynı zamanda AGREEN projesi çerçevesinde hedeflenen birincil ve ikincil araştırmalar ve politika analizlerinden elde edilen bulgu ve sonuçları da dikkate almaktadır.

Fizibilite çalışması, birçok ortak kalkınma sorununu, paydaşların karşılaştığı benzer zorlukları ve bölgedeki İklime duyarlı tarım (CSA) ile ilgili politika oluşturma ve stratejik planlamadaki eksiklikleri ortaya çıkarmaktadır. Karadeniz Havzası (BSB( menşeli tarımsal ürünler için bölgesel bir BSB markası yaratılmasına ve tüm bölge stratejisine uygun bir teklif sunmak için kurulan ortaklık sayesinde, potansiyel CSA  ürünü tüketicilerinin tercihleri ve tutumları ile ortak ülkelerin CSA politikaları ve konuya ilişkin yasal düzenlemeleri incelemiştir. Marka stratejisi planı aynı zamanda Karadeniz Hazvasıs’nda iklime duyarlı uygulamalar kullanılarak yetiştirilen gıdaların markalanması ve pazarlanması sırasında altının çizilmesi ve kullanılması gereken benzersiz özellikleri de önermektedir.

KARADENİZ HAVZASI İÇİN BÖLGESEL RAPOR

FİZİBİLİTE ÇALIŞMASI KARADENİZ HAVZASI BÖLGESEL RAPORU

Bu raporun amacı, İklime Duyarlı Tarım (CSA) alanındaki eğilimleri analiz etmek ve Karadeniz Havzası’nda hem üreticilere hem de piyasa temsilcilerine fayda sağlayabilecek bir markalaşma stratejisinin temellerini ve ilkelerini önermektir.

Çalışma, tüketicinin sağlıklı yaşam ve sağlıklı, temiz gıda ve su algısındaki değişimler, pazarlama karmasının ve pazar yapısının dijitalleşmesi, özellikle elektronik pazarlama iletişimi ve dağıtım kanallarının birleşimi dikkate alınarak gerçkeleştirilmektedir.

Rapor, iklim değişikliği eğilimlerini ve bunların bölge ülkeleri üzerindeki etkisini ortaya koymaktadır. Karadeniz Havzası’nda yer alan ülkelerdeki tarım sektörlerinin mevcut iklim değişikliği seviyesi ile birlikte durum analizine yer verirken bir yandan da  iklime duyarlı tarım (CSA) kavramının analizi ve haritalanmasından elde edilen sonuçları, iklime duyarlı tarım uygulamaları ile ortaya çıkacak güçlü ve zayıf yönlerin tanımılanmasını da kapsamaktadır. Bibliyografik verilerin ve son dönem raporlarının incelenmesi ile daha geniş dış çevrede var olan fırsat ve tehditlerin belirlenmektedir. Böylece AB düzenlemelerinin benimsenmesi veya oluşacak engeller ve zorlukların tespitine de zemin hazırlmaktadır.

Çalışma aynı zamanda organik tarım ve sürdürülebilir tarım uygulamalarının son durumunu ortaya koymakta; pazar durumunu ve küresel rekabeti araştırmakta; Karadeniz Havzası’ndaki CSA uygulamalarının örneklerini ve ürün modellerini özetlemektedir.

ÜLKE RAPORLARI

BULGARİSTAN FİZİBİLİTE RAPORU

İklime duyarlı tarım (CSA), tarım sektörünün yalnızca iklim değişikliğine karşı yüksek kırılganlığı nedeniyle değil, aynı zamanda soruna asıl katkıda bulunanlardan biri olduğu fikrine dayanmaktadır. CSA, iklim değişikliğine sürdürülebilir bir şekilde uyum sağlamak için peyzaj alanları, ürünler, hayvansal üretim yapıları, ormanlar ve balıkçılığı yönetmek için entegre bir yaklaşım oluştururken, aynı zamanda büyüyen küresel nüfus için gıda güvenliğini sağlayan bir kavram olarak dikkate değer bir ilgi görmektedir. Ulusal ve uluslararası düzeyde, iklim değişikliği altında tarımsal planlamanın birçok zorluğunun üstesinden gelmenin anahtarı olarak kabul edilmektedir.

Bulgaristan’da iklim değişikliğinin olumsuz etkileri, hava değişkenliği, tarımsal ekosistem sınırlarının değişmesi, istilacı zararlılar, yabani ot bitkileri ve ekstrem iklim olaylarının artmasıyla kendini göstermektedir. Bu faktörler ürün verimini ve hayvancılık verimliliğini tehdit etmektedir. Çiftçiler sorunun giderek daha fazla farkına varmakta ve arazi kullanım modelleri ile uygulamalarında bir dizi teknolojik gelişmeyi ve yenilikleiri kullanmaktadır.

Çalışma, Bulgaristan’daki tarım sektörünün durumunu ortaya koymakta ve ülkedeki CSA yaklaşımı ve uygulama potansiyelini analiz etmektedir. Ayrıca, ülkeye özgü koşullara odaklanarak organik tarımın durumunu ve ulusal kapasiteleri araştırmaktadır. Mevcut politikaların ve finansman fırsatlarının gözden geçirilmesi, CSA üretimi için yerel ve uluslararası pazarların kapsamlı bir analizi ile tamamlanmaktadır. Bulgaristan’daki CSA gelişiminin faydaları ve önündeki ve zorluklar ana hatlarıyla belirtilmekte ve toplanan bilgilere dayanılarak sonuçlar çıkarılmaktadır.

Bbölgede uygulanan iklime duyarlı tarım uygulamalarından birkaçı, CSA yaklaşımının ülkedeki iyi uygulama örnekleri olarak tanıtılarak rapor tamamlanmaktadır.

YUNANİSTAN FİZİBİLİTE RAPORU

Gezegenin iklimi değişiyor ve bu, kesin bir durumdur.  İklim değişikliği, küresel gıda güvenliği için önemli bir zorluk oluşturmaktadır. İklim değişikliğinden en çok etkilenenler gıdamızı üreten çiftçiler, yetiştiriciler ve balıkçılardır. Kırsal toplumların, değerli toprak ve su kaynaklarını daha fazla bozmadan, artan bir nüfusu besleyebilecekleri şekilde iklim değişikliğine uyum sağlama ve dayanıklılık geliştirmeleri gerekmektedir. Bu nedenle iklim dostu tarıma ihtiyacımız vardır.

Yunanistan’daki tarım sektörü, işgücünün büyük bir yüzdesini istihdam etmesi ve ülkenin GSYİH’sinin oluşumuna ve kırsal ekonomilerin gelişimine önemli ölçüde katkıda bulunması nedeniyle özellikle önemlidir. Devletin ve kırsal nüfusun sera gazı emisyonlarını azaltmak için gösterdiği önemli çabalara rağmen, Yunan tarım faaliyetlerinin çevre ve iklim üzerindeki etkileri ortadadır.

İklim değişikliğiyle mücadele ve ürün koruma konusunda net çözümler sunuyor gibi görünen iklime duyarlı tarım uygulamaları (CSA), Orta Makedonya ve Doğu Makedonya – Batı Trakya bölgeleri hariç Yunanistan’da çok yaygın değildir. CSA’yı geliştirmek için net bir yasal çerçeve, yerel ve bölgesel makamlardan destek gerekmektedir. Finansal tercihlerin iyileştirilmesi, uygulamalı araştırma, yaygınlaştırma faaliyetleri ve kamuoyu, tüketici ve paydaşlarda farkındalık oluşturulmalıdır.

Bu çalışma, Yunanistan’daki tarım sektörünün durumunu ortaya koymakta ve ülkedeki CSA uygulamasının potansiyelini analiz etmektedir. Ayrıca, ülkeye özgü koşullara odaklanarak organik tarımın durumunu ve ulusal kapasiteleri araştırmaktadır. Yunanistan’daki CSA gelişiminin önünde duran zorluklar ve yaklaşımın faydaları ana hatlarıyla belirtilmekte ve toplanan bilgilere dayanılarak sonuçlar çıkarılmaktadır.

Raporda son olarak, bölgede tespit edilen birkaç CSA uygulaması, yaklaşımın ülkedeki iyi uygulama örnekleri olarak tanımlanmaktadır.

FİZİBİLİTE RAPORU TÜRKİYE

Tarım sektörlerinin iç içe geçmiş üç zorluğun üstesinden gelmesi beklenmektedir; bunlar, küresel talebi karşılamak için tarımsal verimliliği sürdürülebilir şekilde artırmak; iklim değişikliğinin etkilerine uyum sağlamak ve atmosferdeki sera gazı birikiminin azaltılmasına katkıda bulunmaktır. FAO, bu hedeflere ulaşmak için CSA kavramını geliştirmiş ve teşvik etmiştir.

Türkiye’de iklim değişikliği, tarımı büyük ölçüde etkilemektedir. Çözüm için tarımsal üretimde iklim değişikliğine karşı uyum çalışmaları başlatılmış olsa da küçük ölçekli ve ekonomik olarak zayıf tarım işletmeleri; yetersiz kapasiteleri, parçalanmış ve dağınık arazileri ile çözümü zorlaştırmaktadır. Bu sorunların çözülmesi CSA’nın uygulanmasını kolaylaştıracaktır.

SWOT analizi, birçok konuyu ve aynı zamanda bu zorlukların üstesinden gelme potansiyelini ortaya koymaktadır. Çalışma, Karadeniz Havzası sınırları içinde yer alan Trakya bölgesi için yapılmıştır. Rapor, yeni yaklaşımların uygulanabilirliğini test etmek üzere denenecek ve üzerinde çalışılacak deneysel ürün modelleriyle birleştirilmiş adaptasyon, iklim değişikliğine uyum ve dayanıklılık uygulamalarını önermektedir.

Rapor genel olarak; Türkiye’deki tarım sektörünün durumunu açıklamakta ve ülkedeki iklime duyarlı tarım yaklaşımınin uygulama potansiyelini analiz etmektedir. Ayrıca, ülkeye özgü koşullara odaklanarak organik tarımın durumunu ve ulusal kapasitesini araştırmaktadır. Türkiye’deki CSA gelişiminin faydaları ve önündeki zorluklar ana hatlarıyla belirtilerek, toplanan verilere dayanan sonuçlar paylaşılmakta ve olası çözümler önerilmektedir.

Son olarak, CSA kavramının ülkedeki benimsenme ve uygulama kapasitesini göstermek üzere bölgede belirlenen  6 uygulama örneği raporda sunulmaktadır.

FİZİBİLİTE ÇALIŞMASI- ROMANYA

Tarım, Karadeniz Havzası’ndaki tüm ülkeler için önemli ve stratejik bir ekonomik dalıdır. Romanya ekonomisinde de önemli bir yere sahiptir. Kavramın gelişimi, toprak kaynaklarının sınırlı olduğu gerçeğine ve yaşanılan çevreyi koruma ve sürdürme stratejisini dikkate almadan ve iklim değişikliklerine uyum sağlamaya odaklanmadan sürüdürülemez. Deneyimler, sürece katılan çiftçiler, dernekler, araştırma ve eğitim kurumlarıile idari kurumların nüfusa faydalı yeni bir paradigma şekillendirmek için güçlerini birleştirdiğinde, büyük bir gelişme olabileceğini göstermektedir.

Romanya’daki fizibilite çalışması, ülkede iklime duyarlı tarımı (CSA) geliştirme fikrinin uygulanabilirliğini ve Karadeniz’de yeşil ve çevre dostu tarım ürünleri için ortak (bölgesel) bir markanın pazar konumlandırmasını test etmek amacıyla geliştirilmiştir. Tarım sektörünün yeniden yapılandırılması ve modernizasyonu halinde ortaya çıkabilecek olası sorunlar analiz edilmektedir. Çalışma, tüm önemli faktörler dikkate alındıktan sonra bu gelişmenin nasıl takip edilmesi gerektiğini ortaya konmaktadır.

Rapor, Romanya’da sürdürülebilir tarımın işleyişi için özel koşulları, bu yaklaşımı mümkün kılma karşısındaki potansiyel engelleri, rekabeti ve finansmanı tamınlamaktadır. Analizin ardından Romanya’da CSA’nın tanıtılması ve geliştirilmesine yönelik bir dizi tavsiyeyi ana hatlarıyla açıklamakta; ülke potansiyelini ve fırsatları göstermek için iyi uygulama örnekleri sunmaktadır.

FİZİBİLİTE ÇALIŞMASI- GÜRCİSTAN

Gürcistan’da iklim-akıllı tarımın durumuna ilişkin çalışma, ülkedeki mevcut sorunlar ve iklime duyarlı tarımın (CSA) gelişme fırsatları hakkında bilgi toplamayı amaçlamaktadır

Rapor aşağıdaki konularda elde edilen bulguların bir özetini sunmaktadır:

Gürcistan’da tarım sektöründe genel durum;

İklim değişikliği ile ilgili konulara genel bakış;

Gürcistan halkının iklime duyarlı tarıma karşı tutumu;

Kırsal kalkınma ve tarım alanında çalışan kurum ve kuruluşların üyelerinin, ülkedeki iklim-akıllı tarım alanında mevcut faaliyetlere ve eğilimlere karşı tutumu.

Raporda, ikliöme duyarlı tarım uygulamasının ülkedeki olumlu ve olumsuz etkileri ülkeye özgü koşullar değerlendirilerek analiz edilmektedir.

Rapor, CSA yaklaşımı çok popüler olmasa da, Gürcistan’da  son yıllarda sürdürülen tarımsal üretim karlılığını artırıcı, düşük maliyetli ve yüksek değerli ürünlerin üretimi ile doğrudan ilişkili iklime duyarlı yöntem ve teknolojilerin tanıtımi ile başlamaktadır. Bu süreçlerin ardından 5 başarılı ürün modeli açıklanarak ülke raporu tamamlanmaktadır.

FİZİBİLİTE ÇALIŞMASI- ERMENİSTAN

Ermenistan Cumhuriyeti’nde tarım, 2019 yılı verilerine göre %13’lük pay ile ülkenin Gayri Safi Yurtiçi Hasılasına katkı sağlayan en önemli sektörlerin başında yer almaktadır.

Ermenistan’da İklim Akıllı Tarımın (CSA) son durumunu ve potansiyelini anlamayı amaçlayan fizibilite çalışması, ülkedeki CSA uygulaması için çok sayıda zorluğu ve birbiriyle ilişkili fırsatları da ortaya çıkarmaktadır. Çalışma, genel olarak Ermenistan’daki tarım sektörünün mevcut durumu, politikaları, paydaşları, yerel pazarı ve Karadeniz Havzası’nda iklim-akıllı bir şekilde yapılacak tarımsal üretimin potansiyelini araştırmaktadır.

Ayrıca, iklim-akıllı tarımın güçlü ve zayıf yönleri ile fırsatlar ve engellerin ana hatlarını çizerek CSA’nın ülkedeki uygulama potansiyeline ilişkin derinlemesine bir analiz yapmaktadır.

Ermenistan’daki CSA uygulamaları arasında organik üretim, seralar, yoğun üretimli meyve bahçeleri ve çiftliklerin yanı sıra damla sulama, örtü bitkilerinin kullanımı ve malçlama, dolu önleme sistemleri, üretimin yoğunlaştırılması gibi bir veya daha fazla CSA unsuru içeren tarımsal üretimleri barındırmaktadır.

CSA uygulamaları ve CSA bileşenleri ile yapılan faaliyetler ülkede giderek daha fazla popülerlik kazanmaktadır. Raporda mevcut uygulamalardan 5 örnek incelenmektedir.

GET IN TOUCH